Santa
Clara,
(Anonim)
Havana, Pinar Del Rio (Vinalez), Cienfuges ve Trinad sonrası Santa Clara üzerinden Varedora’ya gidiyoruz. Küba seyahatimizin 5. durağı Santa Clara. Öğle vakti şehre giriyoruz. Santa Clara eşittir Che. Gerisi hikaye.
(Anonim)
Havana, Pinar Del Rio (Vinalez), Cienfuges ve Trinad sonrası Santa Clara üzerinden Varedora’ya gidiyoruz. Küba seyahatimizin 5. durağı Santa Clara. Öğle vakti şehre giriyoruz. Santa Clara eşittir Che. Gerisi hikaye.
Devrim Meydanı’na otobüsümüz yol alırken ilk durağımız ‘Müze Tren”. Küba
Devriminin en parlak ve en önemli zaferlerinden biri savaşın bitmesine üç gün
kala Santa Clara’da yaşanmış. 28 Aralık 1958 tarihinde modern Amerikan
silahlarını taşıyan treni Küba’nın en güneydoğu ucu olan Santiago Cuba’ya gitmek
üzereyken, Che Guevara ve emrindeki yaklaşık 300 asker Santa Clara’da ele
geçirmiş, trendeki 2,900 Batista askeri tutsak alınmış ve bu müthiş zafer
sonrası Batista dönemi Küba’da üç gün sonra son bulmuş. İşte Che ve
beraberindeki askerler tarafından ele geçirilmiş trenin sonradan müze haline
getirilmiş dört vagonu, trende ele geçirilmiş silahlarden bir kaçı ve treni ele
geçirirken kullanılan iş aletleri, “Tren Müze” de teşhir
ediliyor.
Küba
deyince insanın aklına yaşayan efsane Fidel, tüm zamanların efsane gerillası Che
ve bu iki muhteşem kahramanı tamamlayan Cienfigueras gelir. Ama Santa Clara
denince ilk ve önce Che
Guevera gelir. Kentin Che’ye verdiğinden çok, Che kente daha çok değer katmış.
Santa Clara’da bulunan çok geniş Devrim Meydanı, bu meydandaki Che Guevara’nın
anıt mezarı ve devasa bronz heykeli Küba’yı ziyaret eden her turistin görmeyi
planladığı yerler arasında ilk sıralarda yer
alır.
Açıkçası, yurtdışında bizim için tarihi önemi olan mezarları ziyaret etmiştik: Moskova’da Nazım Hikmet’i, Şam’da son Osmanlı padişahı Vahdettin’in mezarını gördük. Ancak, Küba’da dört bir taraftan bombardımana tutulduğumuz Che Guevara’nın anıt mezarına geldiğimizde artık bu konuda son noktayı koymanın zamanı geldiğini anladık.Geniş devrim meydanındaki Che’nin mozalesi, Che’nin Fidel’e yazdığı ve dikili taş sütun üzerinde sergilenen son mektup, yine bu mozalenin olduğu yerde bulunan Devrim Tarihi Müzesi ve Che ile birlikte hayatını yitiren gerillaların anısına saygıyı ifade eden bir salonu geziyoruz.
Devrim Tarihi Müzesi binasının girişinde, hatıralık eşyalar, fotoğraflar
vs. satan bir bölüm var. Müzede, Kübanın Devrimci savaş süreçlerinden (1868- 78;
1895- 98; Aralık 1956- 1959’un ilk günü) anılar, silahlar, fotoğraflar teşhir
edilmekte.
Anıt Mezar’ın loş ışıkla aydınlatılmış
duvarlarına, 1967 yılında Che Guevara ile birlikte Bolivya’da
yaşamlarını yitirmiş olan 38 gerillanın yüzlerinin kabartmaları yerleştirilmiş.
Altlarında adları yazılı yüzler, ülkelerine göre ayrılmışlar.Bu salonda konuşmak
veya fotoğraf çekmek yasak. Yaşamlarını yitirmiş olan gerillaların Küba dışından
olanları, Bolivya, Peru, ve Arjantin gibi Latin Amerika
ülkelerinden. Anıt mezarın içinde Che ve arkadaşlarının defnedildikleri günden
bugüne hiç sönmeyen ve 24 saat sürekli yanan bir de meşale var. Kelimenin tam
anlamıyla Anıtkabir bizim için ne kadar önemli ise Che'nin anıtmezarı da
Kübalılar için öyle.
Ha bir de
Küba bayrağının renk ve şekli hakkında kısa bilgi vermek de isteriz: Mavi renk
gökyüzünü, beyaz renk Kübalıların masumiyetini, kırmızı dökülen kanları, tek
yıldız özgür ve kimseye bağlı olmadıklarını, enine bölünen beş parça da devrim
sırasında beş bölgeden oluştuklarını ifade etmekte.
(Anonim)
Che
ve arkadaşlarına saygıda kusur etmiyoruz. Onlara Küba halkı için yaptıklarından
ötürü şükranlarımızı sunuyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder