Kategoriler

15 Aralık 2012 Cumartesi

POMPEİ: Vezüv'ün Yaşattığı Büyük Trajedi

Açık ve güneşli bir Şubat gününde Pompei antik kentini geziyoruz. Bilet gişesinden geçtikten sonra 250-300 metre civarı düz ama keyifli bir yoldan yürüyerek kentin giriş kapısından içeri adımımızı atıyoruz.


Grubumuz yaklaşık 15 kişi ve pür dikkat rehberimizin bize verdiği bilgileri dinleyerek etrafımızı gözlemliyoruz. Malum antik bir şehir burası. Herşeyi anlamak ya da tasavvur etmek mümkün değil. O yüzden duyduklarımızla gördüklerimizi anlamlandırmaya çalışıyoruz.


Önce biraz (aslında bayağı) tarihte gerilere uzanalım: Şehir, MÖ 8 yy. da Oscans’lar tarafından kurulmuş, MÖ 6 yy. da Yunanlıların hakimiyetine girmiş, sonrasında Samnitis’ler bölgede hüküm sürmüş ve son olarak da MÖ 80 yıllarından itibaren Romalılar kenti yönetmiş.


Vezüv yanardağının eteklerinde kurulan bu kent tarihin en inanılmaz trajedilerinden birini yaşamış. Kent, iki gün içinde Vezüv Yanardağından çıkan lavlar ve gazlar neticesinde tamamiyle küller altında kalmış. Bu öyle bir trajediymiş ki dakikalara sığabilecek bir zaman diliminde yaklaşık 20,000 kişi hayatını kaybetmiş, kimisi kaçarken kimisi evinde kurtulmayı beklerken ölmüş.


Yaklaşık 160 yıl Roma medeniyetinin hakimiyet sürdüğü bu kent dönemin tüm zengin, aristokrat ve nüfuzlu insanlarını kendisine çekmiş. 24 Ağustos 79 yılında yaşanan bu olaydan taa yüzyıllar sonra 1709 yılında ilk kazılar yapılmış ve uzun çalışmalar sonucunda kent ortaya çıkarılmış.


Biraz depresif bir durum var ortada. Bundan neredeyse 2000 yıl önce kül olmuş bir medeniyetin izlerini sürmeye çalışıyoruz, lavlardan kaçmaya çalışan insanların taşlaşmış bedenlerini yüreğimiz burkularak görüyoruz ve hatta fotoğraflıyoruz. Ürpertici aslında. Fena yani.


Rehberimiz kentin önemli yerlerini, izlerini ve şifrelerini kısıtlı zamanda bizlere anlatıyor. Antik kenti gezenler kentteki yapıları ve alanları hemen farkedebiliyorlar. Neler mi bunlar: Merkezdeki forum, tapınaklar, amfitiyatrolar, bazilikalar, caddeler, atölyeler, hamamlar, fırınlar, hanlar, genelevler...


Önce kentin genel bir kuşbakışı görüntüsünü vererek başlayalım:




Ortada bulunan geniş alan kenti forum alanı. Yani kentin sosyal, ticari ve politik aktivitelerinin gerçekleştiği alan. Bu alanın hemen solunda “Temple of Apollo” ve onun hemen altında, yani fotoğrafın sol alt tarafındaki bölüm ise “Basilica”.






Kentin tamamını hayal etmek mümkün değil. Ancak şunu tasavvur edebiliriz ki kent kül olmadan önce zenginliğin, temaşanın, aristokrasinin zirve yaptığı bir yermiş. Bundan 2000 yıl önce yaşayan soyluların oturdukları mekanları, esnafın ticari hayatına dair izleri, hamamların durumunu, kentin genelevlerini gözlemledik. Kimilerine göre, Pompei halkının başına gelenler aslında yaşadıkları gayri ahlaki yaşantının doğal bir sonucu imiş!!


Bu kadar tarihten sonra gelelim fotoğrafladığımız anların tercümesine:


* Kenti çevreleyen surlardan görünüm



* Küçük tiyatro. 1000 kişi kapasiteli, sahnenin üstü kapalı ve en iyi korunmuş antik tiyatrolardan birisi. “Odeon” olarak da bilinir.




* Fırın. Bugünkü Napolitan Pizzaların pişirildiği fırınlara ilham verdiği söyleniyor.




* Şehrin caddelerinden genel görünüm. Genelde dubleks ve balkonlu olan evlerin kimisinin altı işyeri olarak işletilirmiş.



* Şehrin genelevinin duvarında yeralan fresklerden örnekler






* Fast food tarzı yemeklerin pişirildiği bir esnaf dükkanı


* “House of the Faun” : Geniş avlusunun içinde bronzdan yapılmış dans eden mitolojik figür Faun heykeli. Yerlerde halı niyetine mozaikten yapılmış figürler. Dönemin lüks rezidanslarından birisi olduğu kesin.








* Vezüv Yanardağı. Ne yorum yapsak bilemedik.




* Aslında bu fotoğrafları koymak istemedik. Ancak, olayın trajedisini bundan daha iyi anlatacak bir yol da bulamadık.





* Forum. Şehrin kalbinin attığı yer. İlk resimdeki genel bakış burası hakkında daha iyi bir fikir veriyor.




* Basilika: Burası kentin en önemli kamu binası. Hem mahkeme olarak hem de ticaret odası olarak kullanılıyormuş. Yunan mimari etkisinin izleri kolaylıkla görülebiliyor.




* Antik kentin dışındayız. Güzel bir doğa görüntüsü yakalıyoruz.


Antik Pompei gezimiz bittiğinde karmakarışık duygular içindeyiz. 2000 yıl öncesindeki medeniyetin izlerini sürdük ancak taşlaşmış bedenleri gördüğümüzde derinden sarsıldık. Yaşanan bu afetin nedeni kentin Vezüv Yanardağı eteklerinde kurulması mı yoksa; kimi “maneviyatı yüksek kişilere” göre Pompei’de yaşanan ahlaksızlığın cezalandırılması mı? Tarihin bilinmezlik koridorlarında bir soru işareti daha...
 
Sevgiyle kalın.
Gezi Tarihi: 13 Şubat 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder