Roma seni ne kadar anlatsak az. Avrupa’nın çoğu ülkesini gezip,
İtalya’ya iki defa uğrayıp seni bu kadar sona bırakmamız tesadüf olamaz. Demek
ki “Assolist” muamelesi görmen gerekiyormuş. 3 bin yıllık romantik, masalsı ve
mimari başyapıtlarla dolu bu şehre yolculuğumuz şimdi başlıyor.
Sabiha Gökçen Havaalanından 11:50 sularında havalanan uçağımız bizi
13:30 gibi Roma’ya indiriyor. Bagaj, pasaport ve tura katılan misafirlerin
toparlanma molasının ardından otobüsle Roma merkeze doğru hareket
ediyoruz.
Roma, Avrupa tarihinde önemli bir nokta.
Yedi tepe üzerine kurulu muhteşem bir şehir.
3000 yıl öncesinden gelen tarihi doku çok iyi korunmuş, her adım
tarih.
Mimari başyapıtları ve doğal güzellikleriyle en romantik
şehirlerden belki de en iyisi.
“Aşıkların Azizi” olarak bilinen Valentine de bu topraklarda hayat
bulmuş...
Aşk bir başka anlam buluyor bu diyarlarda.
Hava açık, parlak ve de en önemlisi yağışsız,
Dışarda, Şubat 11 için iyi sayılabilecek bir sıcaklık: 15
derece
Çevremiz yüksek sesle konuşan neşeli insanlarla dolu,
Yemek yeme güdüsü içten içe bünyeyi zorluyor,
Dondurma dondurma dondurma.... Bir fenemon buralarda
Klasik İtalyan erkeği: Büyük gözlük, boyunda atkı ve dar
pantolon...
Şehir turuna planlandığı üzere Vatikan Kilisesi’nden başlıyoruz.
Vatikan o kadar etkileyici ki onun için ayrı bir gezi yazısı yazdık.
Şehrin merkezine yaklaştıkça heyecanımız bir kat daha artıyor. Zira
Vatikan Kilisesinin üzerimizde bıraktığı dinsel etkiden sıyrılmaya çalışırken
kendimizi müthiş bir tarihin ortasında buluyoruz. Neler mi? Aslında Roma’ya
gelip de görülmesi şart olan şeyler...
Venedik Meydanı (Piazza Venezia): Roma’nın en heybetli
yapıtlarından birisi olan ve İtalya Birliği’nin kurulmasında büyük katkı
sağladığı bilinen Vittorio Emanuele’nin anıtı bu meydanda bulunuyor. Meydan,
Venedikli Kardinal Pietro Barbo tarafından yapıldığı için Venedik Meydanı adını
almış.
Meydan içinde barındırdığı öğelerle hem çok hareketli hem de çok
merkezi. Buradan dört farklı yöne
yolculuk yapacağız:
A)
“Via Del Corso” caddesini takip ederseniz Piazza Del Popolo’ya
ulaşacaksınız. Ulaşırken neler mi göreceksiniz.
Aşk, tarih, eğlence, sosyalleşme, geniş meydanlar ne ararsanız hepsi
burada. Yalnız dikkat: her sokağa gireceğiniz için bol bol yürüyeceksiniz. Rahat
bir ayakkabı şart. Yoruldum demek yok, pes etmek yok. Zira görecekleriniz bu
zamana kadar gördüklerinizi unutturacak cinsten. Bizden
söylemesi.